Aşka Dair Herşey

Cinsel Semboller

Cinsel Semboller



FETİŞİZM

Erotizm dünyasında, bir eşle birlikte olmaksızın cinsel sembollere bağlanarak, cinsel tatmin sağlayabilenler de vardır. Buna bir örnek, fetişizmdir. Kanlı canlı bir insan bedeni yerine, karşı cinse ait özel eşyaların cinsel heyecan uyandırmasına fetişizm denir...

Ünlü eşcinsel yazar Jean Genet, şöyle anlatıyor:

"Polis komiserinin rozetini görünce dayanılmaz derecede heyecanlanıyordum. Benim için bu metal cismin, erkeklik sembolü bir işçinin elindeki çakmağın, bir askerin kemer tokasının ve bıçağın keskin tarafının büyük tahrik edici gücü vardı".

Birçoğumuzda az veya çok, gizli fetişizm vardır. Başkalarının dış görünüşü, giysisi, ses rengi ve aksanı, hatta kokusu hoşumuza gider.

Gerçek fetişistlerle aramızdaki fark, bu hoşlanmanın bizim söz konusu kişilerle ilgilenmez, cinsel objeleri kişilere tercih eder. Fetişistin hedefi, ikili cinsel ilişki değil, yalnız başına mastürbasyon yapmaktır.

Fetişizme ne sebep olur? Bu sorunun kesin cevabını kimse bilemiyor. Psikologların büyük çoğunluğu, fetişizmin çocukluktaki olayların cinsel bir yansıması olduğunu ifade ediyor.

RÖNTGENCİLİK

Röntgencilik de ikili ilişkiden bir kaçıştır. Fetişizm gibi röntgencilikte de erotik fantezi olanakları büyük ölçüde sınırlıdır. Bu cinsel sapmada asıl heyecan, kendini teşhir edenleri, ya da sevişen çıplak bedenleri seyrederek elde edilir.

Pek çoğumuz, çıplak bir beden gördüğümüz zaman tahrik oluruz. Ama röntgenci, bu tahriğin sonucunda mastürbasyon yapar; gerçek bir cinsel ilişki için istekli değildir. Onu ilgilendiren tek şey, çıplak bedenleri seyretmenin, onda şehvet hisleri uyandırmasıdır.

POZ VERME


Poz verme şekli de cinsel sembollerden biridir. Model, genellikle kendini teşhir edercesine bir divana boylu boyunca uzanmıştır ve bedeninin bazı yerlerini okuyucuya göstererek, bir olgun meyve sunar gibi poz vermiştir.

İkinci popüler poz, modelin kollarını başının üzerinde birleştirmesidir, hatta bileklerinde kelepçe vardır. Bazen de yatağın baş tarafına, bir tutsak gibi bağlanmıştır.

Bir başka sevilen poz da, model bacaklarını açarak dört ayağının üzerinde durur, poposunu kaldırarak, kendisini arkadan gösterirken, yüzünü çevirerek okuyucuya bakar. Kadının bu duruşu, maymunların birbirlerini cinsel ilişkiye davet ettikleri pozisyona çok benzemektedir. Bu pozisyona "sunma pozisyonu" denir ve bir hayvanın, diğerine fiziksel ve cinsel açıdan teslim olacağını ifade eder.

Son olarak, gözler ve gözlerdeki davetkâr pırıltı, sembolik açıdan önemlidir. Aslında, modelin ihtiras duyuyormuş gibi yaptığını, okuyucu bilir. Model, bizim ilgimizi uyandırmak ve bu ilgiyi karşılamakla görevlidir. Model de tıpkı bir fahişe gibi, sanki seks istiyormuş gibi yapar. Bunu kendi istediği için değil, okuyucu istediği için yapar.

Pornografik yayınlar, gerçekte kâğıt üzerinde fahişeliktir.

Homoseksüel romancı John Rechy, homoseksüel toplumda da benzeri değişimlerin olduğunu, SM (sadomaşist) barların, hamamların, yayın giysilerin yayıldığını bildiriyor. Heteroseksüel ve homoseksüel erotizm güçlü sembollerini şöyle açıklıyor:

"Siyah, baskın renktir... Esasında siyah ölümün giysisidir. Bu sadomaşist dergide, Nekrofili (ölülerle cinsel ilişki) hakkında çıkan bir yazıda, sanki sadomaşizmi kutlamanın doruk noktasının, ölüm olduğu tasdik edilmiştir."

Fiziksel bir yaralanma veya ölüm olmasa bile, başka tür bir ölüm, bir ruhsal çöküş kaçınılmazdır.

"Deri bantlar bağlamış, kuvvetli yapılı ve katı görünüşlü müşteriler, çoğunlukla, bazı farklılıklar olmasına rağmen aynı kalıptan üretilmiş mankenlere benzerler... Giysinin çekiciliği öyle etkilidir ki, eşcinsel erkekler, yalnızca tepeden tırnağa aksesuarlı başka bir eşcinselle beraber olurlar ve böylece giysinin hakkı verilmiş olur."

Sadomaşizm, bireylerin kendilerini gücün sembolüne teslim etmelerinin bir göstergesidir. Bu zulüm tiyatrosunda oynayan piyesin konusu, baskınlık ve başeğmişliktir. Cinsellik, genellikle bireyin fantezilerini, birbirleri ile olan ilişkilerini, çelişkilerini gösteren araçtır ve aslında yalnızca bir bahanedir. Cinsel birleşmenin kendisi neredeyse önemsizdir.

Buraya kadar anlattığımız "anormal" erotik davranışlar, her şekliyle Eros'a bir ihanettir. Cinsellik, yaşayan bedeninden sıyrılarak sembollerden oluşmuş bir iskelete dönüştürülmüştür. Beden bir imaja, içten gelen kucaklaşmalar ve sevişmeler senaryolaşmış hareket ve cevaplara, sevgi olasılıkları yalnızlıktan kurtulma hesaplarına indirgenmiştir.

Esas görevi bizleri bir araya getirmek olan Eros'un inkâr edilmesi ile, bir anlamda ruh ve beden ölür, böylece birbirimizden kopmanın bedelini görmüş oluruz.

 

 
Bugün 21 ziyaretçi (24 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol